Bu Blogda Ara

16 Mart 2016 Çarşamba

Kalbine Hakim Olamıyorsan Çenene Hakim Olmayı Bileceksin!

Bir ilişki bitiyor. Arkasından bir dünya dedikodu, laf söz, söylem. Ne milletin çenesi duruyor ne de tarafların..
Aslında çok uzağa gitmeye gerek yok. En basit örnek benim.. Yalnız bana varana kadar ne çiftler var ki milletin ağzından aylarca düşmedi..
Ele alacak olursak eğer;
- Bade İşçil. Kadın medyanın en göz önünde olduğu zamanlarda gitti buz dolabı gibi bir adamla evlendi. Işıl ışıl saçları, parlayan suratı falan.. Görenler totolarını kaşıyordu onun güzelliği karşısında. Bir anda tuzla buz oldu.. Kıskanılacak süper ötesi bir hayat yaşarken ( daha dogrusu biz öyle zannederken ) birden kadının boşanma davası açtığı ve mahkemeye sunduğu nedenler ortaya çıktı. O haberi okuduğumu daha dün gibi hatırlıyorum. Etim kemiğim çekilmişti resmen. Ne demek yaa bir annenin bebegiyle olan göbek bağını vs. Koparmak. Ne çeşit bir psikopatsın kardeşim sen.. :( Sonra birileri çıktı Bade Işçil'in akli dengesi yerinde değil falan diye ortaya laf attı. Tarafların ikiside birbirlerini mahkemeye verdiler, aylarca kavga kıyamet, çamur atma, iftiralar havada uçuşurken bugün bir haber okudum. Barışmışlar! Instagramada bir resim atmışlar ailecek, yemin ediyorum kadın yaşlanmış! Çirkinleşmiş, çökmüş, berbat görünüyor. Ama öyle ya da böyle onca lafı yutmuş gitmiş yine kocaya koşmuş...

- Ece Erken. Evlendi.. Aileydi - yaş farkıydı - onca magazine malzemeydi dinlemedi gitti beş dakikada beşiktaş hesabı kıydı adamla nikahı. Yetmedi birde anne oldu.. Karnı burnunda gelinliğini giydi, mutluluk pozları verdi. Sosyal medyada, magazinde vs. Herkesin ağzının sus payını verdi. Yalan değil yani bende az takip etmedim kendisini. Instagrama attığı her resmi her twitini anı anına takip eder olmuştum.. İnsan birde kıskanıyor falan. Allah'ım bu günlere bizi ne zaman erdireceksin isyanları falan yaşıyor insan kendi içinde. Bebiş doğdu.. Tamam dedik artık mussmutlular, kimse ayıramaz bunları falan.. Sonra bir baktık magazin dünyası yankılandı.. Sabah internetten haberleri bir okuyorum. Kadın darp görmüş, adam bunu sabah, öğlen, akşam üç öğün dövüyor, sözlü tacizlerde bulunuyor, kadınlık gururunu öldürüyormuş. Tabii tüm takipçiler şok! Bir dünya kavga gürültü, ev ayırma, çocuk göstermeme, eski eşin arkasından konuşma falan derken resmen gözlerimizin önünde birbirlerine girdiler tüm yaz boyunca.. Geçen gün haberlere bir bakıyorum, barışacaklarmıymış neymiş..

Eeeaaahh yeter bee dedim! Azcık sulandırmayın şu beyinlerimizi. Toplum bunları görüyor, bu ilişkilere şahit oluyor. Ister istemez etkisinde kalıyor insan. Ne saçma sapan - dengesiz ilişkiler var gözler önünde..

O yüzden sizlerde iyi düşünün. Mümkündür, ayrılıklar olabilir. Belki sevgilinden, belkide kocandan. Ama şunu sormalı insan kendine. Ben bu insanı bir daha hayatımda görmek istiyor muyum? Ben bu insanla bir daha aynı fotoğraf çerçevesinde, aynı ortamda, yanyana durmak istiyor muyum? Eğer net bir şekilde bitmiş ise içinizde ve doluysanız gırtlağınıza kadar, artık susup içime atamıyorum diyorsanız o zaman yumun gözünüzü, açın çenenizi..
Yok efendim "aslında ben onu hala seviyorum ya, sürünsün diye böyle yaptım" zırvalaması yaşıyorsanız içten içe.. O zaman o dili ısırıp susturmayı bileceksiniz. Bilmezseniz kendine edersiniz. Bir gün mutlaka bitmesin istediginiz o güzelim ilişkinizin enkazında bulursunuz kendinizi..

Demem o ki; ekmek yediğiniz kaba pislemeyin. Pislediğiniz kaptan da bir daha yemek yemeyin!....

1 yorum: