Bu Blogda Ara

10 Mart 2016 Perşembe

BUGÜN HERKES YARALI SEVGİLİ GÜNLÜK - 10.03.2016



Saat 06.00. Uyandim, telefonumda mesaj yok. Sarjim %100, telefon ısınmış hatta neredeyse patlayacak, sarjdan çıkartıp yastığımın altına iliştirdim telefonumu.. Dün gece söz verdim O'na. (Hala bir ismi yok, eee bulamadım ne yapayım)  Güzel bir iyi geceler mesajı atacağım, sabah uyandığında okuyacak, mutlu olacak diye. Uyanip mesaji okudugunda ne tepki verecek merak ediyorum, o yuzden ayirmiyorum telefonu yanimdan. Uykum bölündü, istesemde tekrar uyuyamam ama rüyayla gerçek arası tatlı tatlı şekerleme yapıyorum sıcacık yatağımda.

Saat 06.40. Whatsapp coştu resmen.. Arka arkaya 5 yeni mesaj. Ilk mesajla heyecanlandim, irkildim yatagimdan baktım en tatlisko yengem yazmis.Önemsemedim hatta kizdim bu saatte ne mesaji diye. Sonra baktim kurtulus yok deli gibi yaziyor, tek gozumu araladim ve yazdiklarini okumaya calistim yarim yamalak.
Telefon o kadar çok ötüp durdu ki annem bile uyanıp odama geldi. (Kesin eski sevgilim mesaj atti zannetti adimm gibi biliyorum, kontrol etmeye geldi annemde bakayim barismaya meyillimiyim diye ama merak etme anne aramaz o artik) Uyku sersemi aldigim mesajla resmen şoka girdim. Hani böyle sıcacık bir duştan çıkmışımda buzun içine gömmüşler sanki o an beni...
-Diana.
-Diana.
-Diana uyan.
-Diana ben kime diyorum.
-Diana haberin var mi?
-Diana SEFOŞUN BABASI ÖLMÜŞ!!!!
Nasıl kalktim yataktan, nasil titredim nasıl aradım yengemi ne konustuk nasil basladim aglamaya hatirlamiyorum. Kesik kesik kaldi oralar kafamda. Yaa yengecimmm, benim canim yengem. Hürmetlerimi sunuyorum sana ama yani boyle bir haber boyle bir sekilde verilir mi? Nasil mal ettin beni, farkinda misin sen acaba!!!
Telefonu kapatir kapatmaz asil bekledigim mesaj geldi. Ama ben oyle keyifsiz oyle bitkin düştüm ki tepki verirken şaştım kaldım öylece. Adam yaziyor, benden salak salak gülücük mesaji sadece. Biseyde belli edemiyorum. Ne dicem adama sabahın köründe. Sefoş desem, o kim diyecek. Hiç anlatmadim bile o yüzden.
Kalktım işe gittim. 20 gün önce bir daha makyajsiz gezmek yok! Bir daha bakimsiz olmak yok! Vs vs vs diye laf sıkan kızdan eser yok. Ruh gibiyim. Icimden hicbir sey gelmiyor. Birde o yetmezmiş gibi merkezden geldiler ebesinin köründe. Toplantıydı falan filan derken öğleni gördük. Bugünün tek güzel yanı calistigim firmadaki sorumlum bana "sen kilo mu verdin yaa süzülmüşsün" dedi. Evet dikkat etmeye calisiyorum ( açım aç! Kaç gündür lokma gecmedi bu bogazdan. Neler cekiyorum ben sen biliyor musun?? ) diyerek hafiften bir gulumsedim.  Onun disinda koca bir gün b*ktan yani.
Baktim nefes alamiyorum. Duvarlar uzerime uzerime geliyor. Saat 15.30 gibi kendimi zor attim disariya. Ciktim yuruyusumu yaptim. Kafamda yine cevapsiz sorular. Silik silik anılar, güzel günler ve o günlerden kalma keşkeler..
Yol boyunca düşündüm. Keşke dedim simdi gecen sene temmuz ayinin o güzel akşamına geri dönebilsek..
Ramazan ayındayız. Sevdigim adamla iftar yapmisiz, kuzenim ve nişanlısı ile buluşacağız.( nişanlısı sefoş) Vale arabayı getirdi ama arabanin f1 vitesi yok. Ayy bizimki bir dellendi. 2 saat ayrilamadik ordan. Yok restoranin yetkilisi yok valeler yok otoparkcilar sahili birbirine kattik kacistirdik. Ama sonunda bulduk vitesi taktik yerine. Kuzenim ariyor bir yandan nerede kaldiniz vs. Diye. Patladin sanki, geldik iste!!
Oturduk Atasehir'de bir mekanda. Akşam guzel, sohbet guzel, ikili cift bulusmusuz. Gulup egleniyoruz, selfiler cekiyoruz, check in yapiyoruz, mutluyuz falan. Allah'im dedim sükür. Sevdigim adam yanimda ailemden birileri yanimda. Sanki biz evlenmisizde siradan bir aksam geciriyormusuz gibi. Huzur tavan yapmis durumda bende. Hayatiminn en guzel gecelerinden biriydi belkide..
O aksamdan bu yana ne sular gecti köprünün altindan.. O aksam mutlu olan o dört kisi bir daha yasayamadik o aksami. O gün o masada sevgili olan ve birbirini cok seven biz şuan iki yabanciyiz birbirimize. O gün o masada birbirini gercekten seven kuzenim ve sevdigim adam kanlı bıçaklı düşmanlar hala birbirlerine. Herseyi gec.. O akşam o masada mutluluktan gözleri parildayan o Sefoş'un bugün evine öyle bir ateş düştü ki.. Bir daha ne kadar güzel bir hayatı olursa olsun, babasız bir kızın parladigi kadar paryalacak  gozleri onunda..
Kuzenimede, sefoşada o kadar kızgındımki yasananlardan sonra.. Bugün hissizim. Yanlarında olmak istiyorum ama bir köşede sessizce aglamakla yetinebiliyorum sadece. Canım onun kadar yanıyor sanki.. Bir kac ay sonra düğünleri olacak ve eksik olacaklar en mutlu gunlerinde... icim buruk.. Pek fazla anlatamiyorum ben böyle seyleri. Patavatsizliklarimi sıraya dizip yazabiliyorum, konu şımarıklık olunca üstüme tanımıyorum, boş konuşmalarin efendisiyim. Ama konu dolu dolu konusmaya gelince -40 derece sıcakta aç ve susuz kalmış sokak kedisine dönüyorum resmen. Sesim cikmiyor, pısırıklaşıyorum..
Elimde olsa şimdi O gün - O masadaki - O mutlu insanlar olabilmek isterdim simdi yine.
Ama olmuyor iste.. Şimdi herkes yaralı ve herkesin yarası kendine kanıyor bir tek...
Günün devamını yazmaya bile gerek yok sevgili günlük.. Bugün ben bu kadarim. Yasadiklarimin pek bir önemi yok. Hissettiklerim daha ağır basıyor bugün...



Posted via Blogaway


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder