Bu Blogda Ara

23 Mart 2016 Çarşamba

Akılsız Kadının Cezasını SAÇLARI Çeker..

Kaç gün üzerine bugün dışarıda muazzam bir hava var.. Soğuktu, yağmurdu derken saçlarım rezil kepaze olmuştu dışarıda olduğum zamanlar içerisinde.. Sonunda o piss havalar bitti. Hava ne çok sıcak ne de üşüyecek kadar soğuk.. Hafiften bir lodos var.. (Ennn sevdiğim havalar) İnsanın içinden uzun uzun yürüyüşler yapıp, dağınık bıraktığı saçlarını rüzgara karşı savurası geliyor..

Ne yazık ki bende öyle bir saç yok.. Öyle havalara giripte saçlarımı savurmaya kalksam, en fazla 20 dakika sonra kabarmaya başlıyor saçlarım.. Zaten dalgalı bir saç yapısına sahibim, saçlarım belime kadar uzun olduğu zamanlarda bile şekil vermekte zorlanırken gittim kısacık kestirdim saçlarımı.. Şimdide iki rüzgar çıkınca savuramadığım saçlarım için kendime öffleyip kızıyorum sürekli..

Diyeceksiniz ki şimdi; "Madem seviyordun bu kadar saçlarını savurmayı neden o zaman gittin kestirdin kısacık" diye.. Neden belli. Ruhum bozuktu!

Ben böyleyim. Ne zaman moralim bozulsa, ne zaman kendimi kötü hissetsem, ne zaman bıksam - sıkılsam bu tükürdüğümün dünyasından, gözlerim direk kuaförümü arıyor. Eğer atlatılabilecek bir sorunum varsa en fazla uçlarını aldırıyorum ne bileyim kakül kestiriyorum olmadı bir kırık fön çektirip ayrılıyorum suç mahallinden.. Ama.. Sorun ciddi ise ya da gerçekten önemli bir mevzu varsa eğer yandı gülüm keten helva..

Kimlerin acısını, hırsını çıkardım şu cağğnım saçlarımdan bir bilseniz.. Kaç kez karış karış uzattığım saçlarımı iki makas darbesiyle kısacık hale getirip, oğlan çocukları gibi oldum.. Saçlarımı değil acılarımı kestiğimi düşündüm her seferinde..Allah'tan kısa saçlı haliminde bir gideri var. Çevrem alıştı artık bu duruma. Hatta kısacık kestirdiğim zaman daha çok beğeniyorlar gibi..

Hadi kesim işi neyse.. Bunun birde boya kısmı var ki işte bu çok riskli bir şey.. Ne renkler gördü şu kafam, şöyle bir düşününce "deli miymişim yaaa ben" diyorum bazı hallerime.  Facebook'ta var yani geçmişte bugün diye. Her sabah çıkıyor hani karşımıza.. Ne sarılar, ne kızıllar, ne kestaneler... Her yıl farklı bir saç rengiyle çekilmiş fotoğrafım var. Bugün bir baktım, 6 yıl önce bugün şeker pembesi yapmışım saçlarımı! Hani bir şarkıcı var ya uçarı kaçarı bir şey.. "Kendi" adında.. Heehhh.. işte aynı onun gibi bildiğin cırtt bir pembe! Direk sildim resmi, benden başka kimse görmesin diye.. Bakıyorum resimlere, bir kara kız olmuşum, bir çakma sarışın.. Ombreler mi dersin, balyajlar mı dersin, röfleler mi dersin. Ne zaman ne moda olmuşsa mutlaka yaptırmışım. Bildiğin içine etmişim saçlarımın.

Daha 24 yaşındayım.. Saçımda bir sürü beyaz var! Hani yani ırsi bir şey falan olsa anlayacağım ama, annem geldi 55 yaşına kadının daha tek tük beyazı var ya da yok.. Babam desen yine öyle.. Eeee.. boyatırsan ayda bir saçını, saçlarını oryelle açtırıp sapsarı yapıp bir hafta sonra sıkıldım, sevmedim diye simsiyah yaparsan, birde her önüne geleni adam sanıp sonra kazıkları tek tek yiyip sıkıntısını, stresini yaşarsan... Saçında beyazlar.... Kaşında beyazlar yani... Neyse....

Sonrada uğraşır dururum işte böyle. Yok bilmem ne yağı sürmeler, saçı besleyen serumlar, maskeler, kremler, cartlar - curtlar.. Bu kafayla daha çok beklerim uzasın saçlarımda, en azından başka bahara savurayım havalı havalı diye..

Ama artık akıllandım.. Her konuda olduğu gibi bunda da baya bir geç düştü jeton ama sonuç olarak düştü yani.. Kaç ay oldu boyatmadım saçlarımı, gereksiz yere bir kez olsun föndü- maşaydı sürdürmedim başıma.  Eskisi gibi gür ve hacimli olmasına az kaldı gibi sanki. Artık başkasına kızınca gidip kendi saçlarıma kıymıyorum, gidiyorum direk beni kim kızdırmışsa eğer onun saçına başına girişiyorum.. :) Şaka şaka.. Dayak yerim ki ben, güçsüzümdür o konuda.. :) Ama zehir ediyorum dünyasını o kişinin. Sen misin beni üzen.. O saç sıkıntıdan dökülene kadar, saçlarına beyazlar düşene kadar bela oluyorum başına! ( Ona göre yani, benden söylemesi :)) )

Ahh birde bir an önce uzasa artık şu saçlarım..Hayaller elidor reklamındaki kızın saçları iken gerçekler bonus card reklamındaki ay sonunu getiremeyen teyzenin cip para kafası gibi resmen.. :(

Kardeşlerim, bu yazıyı okuyan genç dostlarım, kız arkadaşlarım, ballarım, çöreklerim. Kıymayın saçlarınıza. Gencecik yaşlarınızda benim gibi sapıtıpta boyatmayın renkten renge. Doğal olun, doğal kalın.. Yaşlanınca zaten mecbur boyatıp durucağız. En azından bu günlerin tadını çıkarın. Paranız cebinizde, gençliğiniz üzerinizde kalsın. Sonrası hep pişmanlık.. Benden söylemesi..


1 yorum:

  1. Yazılarını büyük bir ilgiyle takip ediyorum ve bir sonraki hikayeni dört gözle bekliyorum yazdıklarında sonsuz haklısın tamamen yaşanmış gerçekler !😃😃

    YanıtlaSil