Bu Blogda Ara

13 Ekim 2016 Perşembe

İlahi Adalet Diye Bir Şey Var !

Geçtiğimiz günlerde başıma üzücü bir olay geldi. Bir anlık dalgınlığımdan faydalanan üç tane Allah’ın cezası kadın cüzdanımı çaldılar. Yüklüce bir param, kartlarım, ehliyetim, kimliğim ve cüzdanımın bir köşesinde sakladığım manevi değerlerimin hepsi gitti. Yaklaşık bir üç gün kadar ağır depresyona girdim. Maddi ve manevi ağır hasarlar bıraktı bünyemde. Ne kadar dövünüp üzülsem de giden geri gelmedi neticede. Sonra oturdum düşündüm uzun uzadıya. Acaba bir yerde bir yanlış yaptım da bu mu çıktı benden diye. Çok şükür haram para girmedi cebime şu yaşıma kadar. Kimsenin parasında pulunda da gözüm yoktur ama belki de bir hata işlemişimdir de ondan gelmiştir başıma bu yaşadığım talihsiz olay.
Ne zaman başıma kötü bir şey gelse oturup istişaresini yaparım olayın. Kendimde hatalar ararım ki ileride aynı şeyi bir daha yaşamayayım diye. Bunu yapmayan her insanda eksiktir biraz benim için. Çünkü insan farkında olmadan bir kötülüğe düşüyorsa bu hatadır elbet ama hatalar tekrarlandığı zaman bu yanlışa girer artık. Hele bir de bile isteye atıyorsan kendini hatalara, bu hata değil yanlışın en büyüğüdür. Birinin canını yakarsan, malına el koyarsan, çalarsan, karşındaki kişiyi mutsuzluğun içine atıp kazık dolu sandalyelere oturtup karşına geçip birde hoppala oynarsan gün gelir o kazıkla sen baş başa kalırsın. Yaptığın her ne var ise misli ile çıkar senden.
Bakınız magazin dünyasına; Demet Şener – İbrahim Kutluay çifti. Zavallı Demet Akalın’a beş albümlük acı yaşattılar. Kadıncağızın gelinliği dahi hazırken, beyazlarını karaya çevirdiler. Yıktılar güzel hayallerini. İhanetin en babasını yaşattılar. Sanki yıktıkları mutluluğun en azılı katilleri değillermiş gibi, sanki bir insanı kandırmamış-aldatmamışlar gibi yıllarca örnek çift numarası çevirdiler. Bol bol –mutluyuz- röportajları verip, örnek aile palavraları sıktılar hepimize. Eeee, ne oldu peki sonunda? Yıllardır kaf dağında gezen o burunları düştü elbet. Demet Şener çıktı açıklama yaptı, yıllardır aldatılıyorum diye bülten verdi basına. Peki şaşırdık mı? Şaşırmadık! Evlilik arefesinde olan bir adamın nişanlısını aldatmasına şaşırmıyorsak, aynı adamın bir gün eşini de aldatması çokta şok etkisi yaratacak bir olay değildi sonuçta.
Tabii birde bunun bir örneği; Brad Pitt – Angelina Jolie çifti var. Koskoca Jennifer Aniston’u kepaze ettiler. Kadının gururunu ayaklar altına alıp şaraplık üzüm gibi ezdiler. Tüm dünyaya “biz aşığız” diye bas bas bağırdılar birde. Herkes unuttu zamanla Jennifer’ın uğradığı ihaneti. Herkes imrendi, özendi Brangeline çiftine. Onlar gibi olmak istedi tüm millet. Dünyaca ünlü “örnek” çift oldular adeta. Gelin görün ki onlarda sonsuz mutluluğa erişemediler. Jennifer Aniston türk olsaydı eminim bu evrede bol bol Demet Akalın şarkıları dinlerdi.
İşin özü bizi yine bir atasözümüz tamamlıyor bu noktada; Ne Ekersen Onu Biçersin! Kimsenin yaptığı yanına kalmıyor çok şükür. Er ya da geç çıkıyor acısı misli ile. Bir vuruyorsun, bin yıkılıyorsun. Sevgili Demet Akalın’ın da bir şarkısında dediği gibi; yarına kalsa da yanına kalmıyor. Acı dönüp geliyor, karmasına takılıyor. Eyyy ilahi adalet! Ne yüce şeysin sen öyle.
O yüzden bende diyorum ki; kim bana ne yaşatır, ne yaparsa Rabbim ona bin mislini versin. İyiliğinde, kötülüğünde…

Kötü insanlardan uzak olabilmeniz dileğim ile, sevgi ile kalın. Bu yazıyı okuyan kişi kalp ben.

2 Ekim 2016 Pazar

Bu Pazar Niye Gelmedin?

Yine bir Pazar, yine bir hüsran avuçlarımda,
Ben bekledim, sen gelmedin.
Üzüntülerime yetişemez oldu haftasonları.
Bu sabah umudum vardı halbuki.
Sabahın körü dilimledim sıcacık ekmekleri.
Ev yapımı reçeli döktüm tabağa, taptaze.
Umutla gülümsedim aynada saçımı tararken.
Az önce pişti yumurtalar,senin sevdiğin gibi.
Gazeteler baş kösede, masanın yanında.
Bulmacaları sakladım kahvaltı sonrasına.
Dünden çektirdiğim kahve kokusu sardı mutfak dolaplarımı.
Şekersiz içersin, unutmadım onuda.
Kayan halı kenarını bile düzelttim,
Geldiğinde herşey kusursuz olsun diye aslında.
Tek lokma yemedim,bekledim uzun uzadıya.
Aldırmadım ikindi vakti olmasını bile, belki gelirsin diye.
Olmadı ısıtırım dedim yumurtaları, tazeden demlerim yeniden çayını.
Hiçbir şey zor görünmez ki gözüme,
Yanımda sen olunca.
Sandalye sırtına devrilmiş başım, uyumuşum sonra.
Zamanın geçtiğinin değilim farkında.
Ben tüm gün bekledim seni,
Uyandığım bir pazar sabahında.
Ömürden bir gün daha geçti,sen olmadın yanımda.
Sahi, bu sefer neden gelmedin?