Bu Blogda Ara

9 Nisan 2016 Cumartesi

EVLİLİK SEZONU AÇILDI!

Yarın çok sevdiğim, çocukluğumdan beridir çok yakın olduğum bir arkadaşımın sözü var. Son bekar arkadaşlarımdan bir tanesinin daha gökyüzünden yıldız gibi kaydığını görebiliyorum net bir şekilde. İnsan bekârken aynı gökyüzüne bakabiliyor da evlendikten sonra bambaşka bir galaksiye yolculuk ediyor sanki. İstesen de aynı ruh halini,  aynı heyecanı, aynı ortamı yakalayamıyorsun ne yazık ki. Sorumlulukların, önceliklerin, hayata karşı bakış açın değişiyor evlendikten sonra. En basiti bekârlığında kız arkadaşınla gezdiğin gece kulüplerini, aklına esince dışarıya çıkmalarını, geceleri evde baş başa kız gecesi yapmalı olaylarını unutuyorsun. Hala bekârsan ve arkadaş ortamında olan arkadaşların tek tek hepsi evlenmiş ise ister istemez sende onlara ayak uydurmak zorunda kalıyorsun. O bol dumanlı yüksek müzik sesli ortamlardan ayrışıp daha mütevazı yerlerde görüşmeye başlıyorsunuz. Hele bir de çocuk girmişse işin içine, buluşmak için bir plan yapıldığında “acaba oyun parkı var mı” ya da “mama sandalyesi var mıydı ya orda” diye konuşurken buluyorsunuz kendinizi…

Yanlış anlaşılmasın bu durumdan şikâyetçi değilim, asla! Hatta hoşuma bile gidiyor. Bazen bir bakıyorum, çocukken üç kız oturup fısır fısır hayaller kurduğumuz şeyleri yaşar olmuşuz. “Bak ben senin nikâh şahidin olacağım” dediğim kim varsa hepsinin mutluluğu için evet dedim mesela. Ya da “ ileride bir kızın olsun, teyzesi olacağım ben onun” dediğim hayatın içindeyim şu anda. O kadar tatlı yeğenlerim var ki.. Can feda edilir hepsine. Bunların hepsi benim (bizim) büyüdüğümüzün göstergesi.

İşte benim sitemimde buna aslında. Nedendir bilmiyorum ama kaldıramıyorum ben büyümeyi. İçimdeki çocuk inatla savaşıyor benimle. Hala 13 yaşımda gibiyim. Tavırlarım, düşüncelerim, hayallerim.. belki de bundandır bazı sitemlerim.

 Bazen “neden evlendiniz ya siz” diye sinir krizi geçirip saçlarını başlarını yolmak istiyorum arkadaşlarımın. Eğer kimse evlenmeseydi ben göze batmazdım eminim ki. Ama çevremdeki herkes sapır sapır evlenmeye başlayınca bu sefer girdiğim düğün, nişan ortamlarında şu durumun içinde buluyorsun kendini; SEN NE ZAMAN EVLENİYORSUN KIZIM? Bu soru karşısında verdiğin cevap ne olursa olsun karşındaki kişiyi tatmin etmiyor. Gözlerini devire devire, burunları havada öyle bir göz değdiriyorlar ki insan kendini evde kalmış, kimse almamış sanki büyük bir suç işlemiş gibi hissediyor.

Ya hu belki benim için daha erken. (Ki gerçekten daha çok erken!)Belki evlenebileceğim biri daha çıkmadı karşıma, belki kariyerime ya da eğitimime odaklamışım kendimi, belki de şartlar şu an evlenmeme müsait değil. Sana ne kardeşim sana ne?!!

Zaten sevmem düğün falan olaylarını. Bu konuda belli başlı bir sebep oluyor bana kendimi uzak tutmak için. Çok çok yakınım olmadığı sürece, ayağıma 15 cm. topuklu ayakkabı giyip saçımı kuş yuvası gibi tepeden toplatıp öyle eziyetlere sürüklemiyorum kendimi.

Hem zaten düğün nedir ya? Sırf milleti eğlendireceğim, dıdımın dıdısı gelip damat halayı çekecek, bir çeyrek altın takacak diye ben neden onca masrafa onca strese falan sokuyorum ki kendimi? Ben zaten mutluyum, zaten almışım istediğimi. Adam benim yanımda! Ben neden bunun için halamın görümcesinin kızına kadar bir salona toplayıp halay çektiriyorum anlam veremiyorum bir türlü. Mantıksız geliyor bana. Kimseler kusura bakmasın. O yüzden belki de evlilik çok uzak geliyordur bana. Baksanıza daha evliliğin ilk gününü bile hazmedemiyorum.

Ben en fazla arkadaşlarımın ve yakınlarımın mutluluklarına ortak olabilirim sanırım. Onlarla beraber 12 kişilik çatal-kaşık takımının derdine düşer, düğünlerinde salona ilk giriş şarkısını seçmelerine yardım eder, çeyreğimi takar, mutluluklarına evet dedikleri anları alkışlarım bu gidişle.

Birde ne giyeceğim, ne takacağım derdi var tabii ki. Yemin ediyorum arkadaşlarımın düğünlerinde ne giyeceğim ne takacağım, saçım-makyajım derken o kadar masraf yaşıyorsunuz ki… Ben 3 kere evlenir, düğün dernek kurardım herhalde o harcamalarla. Sırf evlenmeleri ile de bitmiyor tabii. Bunun birde ev görmesi var, yeni evli mevlüdü var, çeyiz sermeye elin boş gidilmez kanunları var, ileride çocuğu olur onu da düşüneceksinleri var. Varda var.. Helali hoş olsun gerçi, ben yaptığım yapacağım hiçbir şeyden pişman ya da şikayetçi değilim ama tükenmeye de başladım sanki yavaştan yavaştan. Şimdi bir de yaz geldi, düğün sezonu açıldı. 5 Yıldızlı bir otelde ultra her şey dahil bir hafta tatil yapacağım parayı yine düğünlere, nişanlara harcar dururum ben.

Yine de onca insan evlendiğine göre demek ki güzel bir şey bu evlilik. Hadi biri salak biri yarım akıllıda hepsi hata yapıyor olamaz ya? O yüzden kim evlenmek isterse, nasıl yaşamak isterse öyle yapsın. Yarında canım arkadaşımın istediği her şeyi gönlüne göre versin Allah’ım.. Bana da azcık akıl, azcık sabır, çokça para ve zamanı gelinde hayırlı bir koca inşallah. :)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder