Bu Blogda Ara

11 Mayıs 2016 Çarşamba

YA LAZIM OLURSA?

Daha on bir yaşındayım. Fen bilgisi dersi var o zamanlar. Her gün laboratuvarda veya sınıfta deney yapıyoruz. Deney dediysem pamuğun arasına fasulye koyup ıslatıp büyümesini izliyoruz falan. En fazla dilimizin ucundan et koparıp mikroskopta inceliyorduk yani. ( Ki o zamanlar çok heyecanlı ve büyük bir olay gibi geliyordu bu durum bana.) Neyse efendim ben bir meraklıydım bu deneylere. Akşamdan başlardım daha yarın sabah deney için yanımda neler götürsem diye. Sanki okulda hiçbir araç-gereç yokmuş gibi koskocaman bir deney çantam vardı benim. Çantada değil, bildiğin valiz! Bir insan hiç üşenmez mi her gün piknik tüpü taşımaya? Kaldı ki piknik tüpü ne alaka? Belki lazım olur diye hani.. Çırpı gibi bacaklarımın üzerine devasa okul çantam yetmiyormuş gibi deney valizimi de koluma takıp peşimden sürüklüyordum okul yollarında.  Hiç unutmam diğer sınıflardan birine tahta kaşık lazım oldu da öğretmenim kızmıştı dersi bölüp “öğretmenim tahta kaşığınız var mı, deney için lazımda” diyen çocuğa. “Ne arar evladım bizde tahta kaşık” demişti de kadıncağız ben atlamıştım direk “benim deney çantamda var öğretmenim diye.” Kocaman bir şaşkınlığın ardından gülümseyerek “aferin kız sana, ne varsa sende var” demişti öğretmenim. Onca yükü sırtımda taşımama yetmişti de artmıştı bile o güzel iki cümle.
Yaz tatili olurdu mesela.  Evde herkesin bir valizi varken benim bir haftaya en az dört valizim olurdu. Kitaplarım, oyuncaklarım ( ki hala oyuncaklarımla çıkarım tatile ) kremlerim, çantalarım. Yazın ortasında kışlık kıyafetlerim, ayakkabılarım ne bileyim çakı, tırnak makası, don lastiği..Yaa ne bulursam doldururdum valizime. Elimde olsa komple evi söküp götüreceğim yanımda. O derece takıntılıyım bu konuda.
Her şey yanımda olmalı. Yanı başımda durmalı mantığı var bende. Başka türlü rahatsız oluyorum. Kendimi sürekli eksik hissediyorum. Daima bir yarım kalma psikolojisi var üzerimde.
Sormazsınız da ben sormuşsunuz gibi farz edeyim.  Nereden geldik bu konuya? Geçen hafta telefonumu değiştirdim. Lanet olsun ki Samsung’tan başka bir marka telefon kullanamıyorum. Önceki telefonumun galerisinde 7862 tane fotoğrafım vardı. Mecburen telefon değiştirdiğim için hepsini g-mail hesabıma yedek aldıktan sonra bilgisayarıma kaydetmek zorunda kaldım. Normalde olsa bu işlemleri yaptıktan sonra üşenmeden hepsini yeni telefonuma da kaydederdim.  Ama o kadar gerizekalı bir durumla karşı karşıya kaldım ki. Yeni çıkan Samsung telefonların hiçbirinde arttırılabilir hafıza yok!!! 32 gb. İle sınırlı hepsi. Hangi modele baksam hangisini sorsam tokat gibi aynı cevabı söyleyip duruyorlar yüzüme. Hayır diyorum olmaz, kopamam ben resimlerimden. Ya lazım olursa, ya ihtiyacım olursa?? Onca dosyayı, fotoğrafı, müziği tekrardan yüklesem yeni telefona, mümkün değil kaldırmaz bu sefer tekrardan kasar durur ve hiç anlamı kalmaz telefonu yenilemenin. Yeni ekleneceklere de yer kalmaz ayrıca. Gerçi hepsi g-mail hesabımda kayıtlı. İstediğim an istediğim şeye ulaşabiliyorum. Ama yine de kocaman bir yarım kalmışlık duygusu var üzerimde bir haftadır.
Hayatımdan hiçbir şey silemiyorum. Hiçbir şeyi yok edemiyorum. Yüzümdeki kocaman çirkin lekeyide, bir işe yaramayan onca telefonumdaki bilgiyide, dolabımda beş yıldır giymediğim o sevmediğim hırkayıda, hayatımda bana zarar veren insanlarıda silemiyorum, hepsini çok seviyorum. Hepsi benim ve hayatımın bir parçası sonuçta. Vazgeçemiyorum hiçbir şeyden. “Kopmasın, bırakmasın, gitmesin, kaybolmasın, uzaklaşmasın, hep yanı başımda dursun …” diye diye gırtlağıma kadar doluyum daha yirmi dört yaşımda.
Elimde olsa hala taşırım o piknik tüpünü yanımda. Gel gör ki ben ne kadar kendimi yırtsam da tüm dünyayı avuçlarıma sığdırıp kendime yük etmek istesem de kaldıramıyor insan onca yükü.  Bir makine bile 32 gb.dan fazlasını kabul etmiyorken 32 milyon gb. Olma çabam maalesef ki boşuna. Çünkü insan bünyesi kaldırabildiğinden fazla şeyi üstlendiği zaman ömründen vermiş oluyor ne yazık ki.
Benim gibi düşünen başkaları da var mıdır acaba yeryüzünde?

 Değer verdiğiniz ve vazgeçemediğiniz hiçbir kimsenin, hiçbir eşyanın yanınızdan ayrılmaması dileğim ile.. Sevgi ile kalın.. 

3 yorum:

  1. Evet senin gibi bir çok insan var yüklerinide yine zaman içersinde tek tek atıyor insan sonra bir bakıyorsun o kamburlaşmış belin açılıyor tek tek sonra bakıyorsun gökyüzüne ve şu cümleler çıkar agızdan zamanında neden atılmamıştır ki bu yükler bende şöyle doyasıya seyretseydim. Gökyüzünü :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım tüm yüklerinizi atarsınız bir an önce..

      Sil
    2. Ben attım onları senin içindi :) dahada gitsin tabiki

      Sil