Bu Blogda Ara

5 Eylül 2016 Pazartesi

LAFIM ERKEK CİNSİNE !

Etrafta bir sürü balon olsun rengarenk. Muazzam bir yemek masası ve masanın tam ortasında ışıldayan şamdanlar. Kırmızı gül yaprakları serpiştirelim etrafına. Deniz manzarası olmadan olmaz tabii. Cam kenarına çekelim lütfen masayı da. Jilet gibi giyinsin beyefendi.  Hop açıversin avucunu aniden. Avuç içine tek taş bir pırlanta konduralım unutmadan da. Ve güveni sonsuz defa kırılmış, kalbi kırık, her şeyin en iyisi ve en kötüsünü birden yaşamış bir kız çizelim tam karşısına da. Ne olur dersiniz bu hikayenin sonu? Yakın mıdır acaba mutluluk yarından? Hiç sanmıyorum...
Güveni kırılmış, gururu incinmiş, her zorluğun üstesinden tek başına kalkmış bir kızı külkedisi masalları ile kandıramazsınız çünkü. Sahte ya da geçici prenses rollerine bürümek, bu insanlarda işe yaramaz. İki beden küçük gelir hayatlarına. Dünya'nın en kolay ama aynı zamanda da en zor işidir onları ikna etmek. Olabildiğine doğal ve olabildiğine alsız pulsuz olması gerekir vaatlerinizin. Bir kere bir darbe aldı mı dişi cinsi, bir kere ayakları yerden 50 metre havalanıp sonra yere tökezledi mi, bir daha kolay kolay yükselmez yerden. Tabii topuklu ayakkabılarını giymesi dışında. Her adam biraz sahte, her mükemmel aşk biraz acizdir onların gözünde. Bilirler çünkü "mutlu aşk" diye bir kavram olmadığını. Aşk; bile bile mutsuzluktur onların kitabında.
En iyisi mi siz kendiniz olun böyle biri ile beraber olmak istediğinizde. Ya da aşırı şaşalı ve abartı kokan şeylerden uzak durup, sadeliği sunun onlara. Ne bileyim işte lame, dore değil de yeşil olsun sunduğunuz renk. Bol huzur içereninden hani. Ya da masadaki peçetenin kumaşının kızın giydiği elbisenin kumaşından daha pahalı olduğu yerlerde olmak yerine, sahilde olun o kişi ile el ele.  Gül yaprakları dökmeyin başından aşağıya da, işte beraber bir ağaç dikin doğaya. En önemlisi de "ölene dek seni seveceğim" gibi saçma bir cümle hatasına düşmeyin karşısında. Tabii gözden de aynı hız oranında düşmek istiyorsanız orası ayrı. Ama ilklerini iliklerine kadar tüketmiş bir kadın asla zıplamaz böyle ucuz numaralara.
Dedim ya kendiniz olun. Her erkeğin aklından geçen ilk şeyi söyleyin uzatmadan. Mesela; "Seninle birlikte olmak istiyorum ama yarına umudum yok seninle" gibi şeyler bile olabilir söyleyeceğiniz. Çünkü siz ne kadar güzel söz söylerseniz söyleyin kadın zaten anlar sizin gözlerinizden ne demek istediğinizi. Sadece kendini aptal yerine koyup, karşındaki erkeği ne kadar aptallaştıracağını merak eder kadın. Ne kadar sahte, ne kadar kendisi, ne kadar yalancı olduğunuzu görmek istediğinden bozmaz sizi sadece. Ve ne kadar çirkin olursa olsun düşünceleriniz, siz doğruyu söylediğiniz kadar yer edinmeyi becerebilirsiniz başından bir şeyler geçmiş kadının kalbinde.
Kadın ne istediğini bilir. Karşındakini izler. Ve ona göre size istediğinizi verir. Bu da benden nasihat olsun erkek cinsine; bırakın artık ıssız adam rollerini kesmeyi. Kokuşmuş, ucuz ve demode numaralarınızı sokuşturun ve bir daha çıkarmayın cebinizden ki oluru olan şeyleri de bozup batırıvermeyin.
Bu kadarı kafidir şimdilik.

Başka bir yazıda görüşmek dileği ile...


2 yorum:

  1. bazı şeyler yaşarken o kadar ağır oluyor ki yazarken de aynı ağırlığı taşıyabiliyor ne yazık ki..

    YanıtlaSil