Bu Blogda Ara

1 Eylül 2016 Perşembe

Hoşgeldin Sonbahar

Bugün bir farklı uyandığımı hissettim. İki yıl önce taşınıp bir türlü benimseyemediğim, sevemediğim semtimin sokaklarını bile sevdim işe gidiş yolunda. Havada ayrı bir büyü vardı sanki bugün. Ne bunaltıcı bir İstanbul sıcağı ne de soğuktan dişlerini titrettiğin bir hava. Hafiften kollarımda hissettiğim serinlik hissi bile çok güzeldi. Ayılmak için içtiğim bir bardak sıcak çayın buğusuna kapılıp nedensizce gülümsedim durdum sabahın köründe. "Bugün güzel geçecek" diye söz verdim kendime sonra. Ama bu denlisini tahmin bile edemezdim açıkçası.

Öğlen saatlerine kadar hallettiğim işlerimin arasına bir kahve molası sıkıştırmaya karar vermiştim ki tam bu sırada güzelleşmeye başladı aslında günüm. Uzun zamandır görüşmek istediğim ama bir türlü fırsat yaratıp görüşemediğim bir arkadaşımla buluştuk kahve masasında. Konu konuyu açtı, sohbet sırları döktü ortaya. Hani ne zaman bunalıp - daralsam buraya döküyorum ya içimi, ilk defa birine döktüm bu kadar kendimi. Biri ile hele ki ilk defa yüz yüze görüştüğüm biri ile asla bu kadar açık oynadığımı hatırlamıyorum kartlarımı daha önce. Nasıl oldu bilinmez -kırk yıldır tanıyor gibi- bir his oluştu içimde. Utanmadım, sıkılmadım sohbetinden, kasmadım kendimi, bir başkası gibi değil de kendim gibi oldum yanında. Ve ilk defa kulak verdim birinin sözlerine. Anlattıkları, yaşadıkları o kadar hayatın gerçeklerinden ve içtendi ki ilk defa uyasım geldi birinin nasihatlerine. Ne yalan söyleyeyim on saat oturup konuşalım dese kalkmazdım o masadan kolay kolay. Son iki saattir konuştuklarımızı düşünüyorum. Doğruluk payı olduğuna inandığım fikirlerinin altını çizip, kendimi sorguya çekiyorum inandığım gerçekler konusunda. 

Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki, ne yazık ki insanın başka bir insana güveni yeşermiyor kolay kolay. Öyle kapılıp birine gidemiyorsun ardından. Çıkar ilişkisi dışında başka bir amaç gütmeyen onca insan arasında böyle güzel insanlarında olduğunu görüyor olmak mutluluk veriyor bana. Ben bugün bir dost edindim kendime. Ömrümün sonuna dek dertleşebileceğime inandığım bir dost. İlk görüşte aşkı bilmem ama ilk görüşte dost olabiliyormuş meğer insan.

Sonrasında peşin sıra geldi güzel haberler. Şimdi tek - tek yazıp nazar değdirmek istemiyorum kendime. Yanlış anlamayın beni ne olur, sizin için demiyorum asla. Ama bazen kendi kendini nazarlar ya insan, benimki de o misal.

Az önce fark ettim ki bugün 1 eylülü gösteriyor takvim yaprakları. Ve anladım ki o yüzden günümün güzel geçmesi bu denli. Baharları ayrı severim ben. İlkbaharda filizlenir yeniden umutlarım ve sonbaharda kitap kokuları eşliğinde kapılırım hayat telaşesine. O yüzden ayrı bir mutluluk var şu an içimde. Hafiften estirdiği rüzgarlarına sığındığım güzel mevsim. Hoş geldin sonbahar. Ne güzel geldin sen öyle. Fark etmedim bile. Ansızın kollarında buldum kenQdimi.  Ansızın yine umut doldu göğüs kafesime.

İyi ki geldin, hoş geldin...

Not: Kim bulup çıkarmış ise "İlkbaharda aşk başkadır" lafını gelsin birde sonbaharda yaşasın da aşkı ondan sonra göreyim ben onu!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder