Bu Blogda Ara

3 Eylül 2016 Cumartesi

DÖNDÜM BEN !

Takip edenler bilirler, blogu ilk açtığım zamanlar günde üç - beş defa yazdığım yazılar zamanla haftada iki - üçe düşmüş sonrada ayda iki tane yazsam kar sayılır duruma gelmişti. Bu zaman zarfında yaşadıklarımdan yıpranmış birde tekrar tekrar yazıya dökerek bunaltmak istememiştim içimi. Yalnız son günlerde ne olduğu bilinmez yine uzunca yazasım geliyor. Öyle ki saklamak yerine hissettiklerimi sizinle de paylaşmak, dökmek ister oldum içimi yeniden. 

Bazen yazmak değil de yaşamak ister insanın canı. Öyle bir dönemden geçtim bende. Belki de yazacaklarım tükendiği içindi verdiğim bu ara. Ama o kadar güzel duygular sığdırdım, tecrübeler edindim ki bu dönem içerisinde, şimdi yeniden "yazmak vakti" gibi hissediyorum. Bu blogun en güzel yanı kendimi yalnız hissettiğim anda beni takip eden ve okuyan kişilerin var olduğunu bilmek sanırım. O yüzden ne zaman dertleşmeye ihtiyaç duysam, ne zaman bir şeyler geçse hayatımdan ya da hayatın bir dönemecinden geçsem ben, burada sizlerle konuşurken buluyorum kendimi. Yazmak değil bu benim için, konuşmak ve içimi dökmek sadece. O yüzden neler olmuş hayatımda, gelin beraber bakalım isterseniz.

İYİLEŞİYORUM DEĞİL İYİLEŞTİM BEN.

Hayatımın en zorlu ama en güzel, deli dolu zamanlarıydı 2015. Birini sevdim. Bir daha kimseyi sevmeyecekmişim gibi tüm sevgimi vererek, kendimden, gençliğimden ödün vererek sevdim hem de. Gelin görün ki olmadı. Yürütemedik, beceremedik bir bütün olmayı. Ona soracak olursanız eminim ki elinden gelen her şeyi yapmıştır da benim hatalarımdan dolayıdır böyle oluşumuz. Bana soracak olursanız da tabii ki ben haklıyım. Ama hayat haklıya ya da haksıza değil de kazanan ve kaybedene bakıyor sadece. Biz kaybettik. 2016'nın Şubat'ı, sevgililerin en güzel ayında kopardık bağlarımızı. Aylarca didindik durduk ama yine de kavga - dövüşün ötesine geçemedik birbirimize karşı. Çok suçladım, kızdım, sinirlendim, cezalandıracağım diye olur olmaz hatalar işledim, dilime hakim olamadım kötü konuştum, beddua ettim yeri geldi. O belki hayatına geri dönebildi yeniden başlayabildi de ben uzunca bir süre ben olamadım yeniden. Çok ağladım çok yıprattım kendimi. 

Hayat beni büyük bir dönüm noktasına getirdi sonra. Ya salı verecektim kendimi olmaz uçurumlardan aşağıya ya da silkelenip kendime gelecektim. Ve ne mutlu ki yeniden "ben" olabilmeyi seçtim hatalar içerisinden. Öyle pattadanak  kendine gelemiyor insan bu arada. Onu da peşin peşin söyleyeyim. Kaç blog yazımda yazmışımdır hatırlamıyorum bile. Hayatıma koymaya çalıştığım kurallarımı, artık değiştim edebiyatlarını kaç kez sıktım sizlere kim bilir. Yalan değildi hiç biri. Hepsi yapmak istediğim ama yapamadığım şeylerdi. Yani ben sizi değil de en çok kendimi kandırdım o yazılarda. Tam bir adım atacak oldum yere düştüm, bir adım daha derken çelme yedim bileklerimden, bir adım daha bu sefer muz kabuğuna bastım yere düştüm tekrardan. Ama hiç bir zaman pes etmedim. Bir süre sonra fark ettim ki her düşüşümde bir öncekinden daha hızlı ve güçlü kalkıyorum yerimden. Ve bunun farkına vardıktan sonra da bir bir açılır oldu tüm yollar önüme.

Öncelikle oluru olan şeylere yürümedim de olmazlarımdan başladım hayatımı düzeltmek için. "Hayatta yapmam" dediğim her ne var ise tek tek üstünü çizip çıkartıp attım hayatımdan. Mesela yüzmeyi öğrendim ben bu sene. Yıllarca sudan ödü koptuğu için deniz - kum - güneş üçlüsüne yanaşmadan yaz sıcağının tepesinde kültür turlarına çıkan ben bu sene suya bıraktım kendimi. Gerçi alışması pek bir kolay olmadı ama zamanla su aktı yolunu buldu bir şekilde. Yazın başında ayakları suya deyince "Yetişiiiiin boğuluyorum beeeeen" diye bağıran kız Ağustos sonunda yerini balık gibi yüzen birine bıraktı sanki. Daha sonra bir olmaz dediğim şeye daha el atayım dedim ve dolabımda beklettiğim, kilo almaya başladıktan sonra giyemediğim etiketi üzerinde şortlarıma ve eteklerime geldi sıra. Haziran sonuna doğru ilk mini etekle sokağa çıkışımı hatırladıkça gülüyorum hala. "Herkes bana bakıyor" diye oturup üç - beş saat ağlamışımdır herhalde. Sonra nasıl oldu bilinmez alıştım yeniden cicili bicili giyinmeye. Vardır bazen insanların böyle güven eksiklikleri. Benimde oldukça fazlaydı bu konuda. Yıllarca giymediğim ne varsa hepsini giydim, gezdim güzelce. "Öldürseler önü açık ayakkabı giymem" diyen ben tüm yazı, sandaletlerle, parmak arası terliklerle geçirdim diyebilirim. Ohhh.. İyi ki de yapmışım hepsini.

Para biriktirmeyi öğrendim sonra. Yıllarca har vurup harman savuran ben, kredi kartı limiti her zaman %100 dolu olan ben, alışverişe çıktığı zaman eve dönüş yolunda taksi parası dışında para bırakmadan harcama yapan ben sonunda bir dur demeyi öğretebildim kendime. Daha sonra "Eğitim şart!" dedim ve tüm tembelliklerimi bir kenara bırakıp istediğim Radyo - Televizyon bölümünü kazandım. Yeniden okullu oldum anlayacağınız. Spora yazıldım, yeni kurslara gittim, yemek yapmayı öğrendim. Güzelce bir tatil yaptım. Üç hafta boyunca yepyeni yerler gördüm, farklı iklimlerin havalarını soludum, farklı kıyıların sularında yüzdüm, bambaşka hayat hikayeleri dinleyip farklı insanlarla tanıştım. Yeniden dost olmayı, arkadaş edinmeyi, topluma karışmayı başardım.

 

Ve tekrar işime ve evime döndüğümde gözlerimin bir başka parladığını fark ettim. Ben tüm zehrimi atmıştım farkında olmadan.Kendimi uçurumlardan atmak yerine yeni yokuşlara çıkmayı başarmıştım.  O çok sevdiğimi zannettiğim adamın sadece bir alışkanlıktan ibaret olduğunu, kimseyi kendimden çok sevmediğimi, onca saçma sapan şeyi hem ona hem kendime boşu boşuna yaşattığımı, kendimi aylarca yok yere üzdüğümü ve hayatın gerçekten çok güzel olduğunu anladım. Zihnimi, bedenimi, duygularımı arındırdım tüm kötülüklerden. Dinlendim ve özüme döndüm ben. O kadar çaba gösterirken olmamıştı ama çabalamayı bırakıp akışına bırakınca iyileşmiştim ben...

Kimseye öfkem yok, kimseye kızgın değilim, kimseyi çok seviyor ya da hiç sevmiyor değilim artık. Geçmişteki tüm kötülükleri unuttum. Sanki hiç aşık olmamış, hiç ağlamamış, hiç canı yanmamış gibiyim ben. Önümde kocaman bir ömür, deli dolu bir gençlik var şimdi. Hiç yaşamamış gibi yaşamak istiyorum yeniden her şeyi. Aşık olmak, dost olmak, sırdaş, kardeş, abla, öğrenci... olmak istiyorum yeniden. Sanki ilk defa gibi... Sanki ben yeniden doğmuşum gibi.

 

Not: Sanırım YENİDEN aşık oldum. Bir kaç gün daha bekleyeyim eğer bu saçma duygunun etkisinden kurtulamaz isem mutlaka paylaşacağım sizinle.

Sevgi ile kalın..

 


2 yorum:

  1. Ne güzel olmuş ya bende öyle giymem dediklerimin hepsini giyiniyorum artık umrumda değil Bir bisiklete binmeyi öğrensem tamam olucak Hoşgeldin bu arada :) Zaman çabuk akıp gidiyor ..

    YanıtlaSil
  2. inan zor değilmiş,isteyince her şey daha mümkün geliyor insana.. hoş buldum :) zaman gerçekten çok hızlı geçiyor... :)

    YanıtlaSil