Bu Blogda Ara

17 Haziran 2016 Cuma

AŞK MÜMKÜN MÜDÜR HALA?

Bu sabah gazetelerin üçüncü sayfasına haber olmuşçasına gibi bir ruh hali içinde başladım güne. Üzerimde kocaman bir bilinmezlik ve taşınmaz bir ağırlık var. Canım nasıl yanıyor bir bilseniz. Sevgim nasıl bir yük yaratıyor omuzlarıma.Ne yapacağımı nasıl davranacağımı bilemez bir haldeyim.

Sevdiğim adamın sesi kulağımdaydı tüm gece. "Sevdiğim kadın" dedi durdu sabaha kadar. Benden bahsetti. Oturduk ağladık, kavga ettik, öfkelendik, duygulandık, hırslandık... Sonunda yine kendimize zarar verdik.

Her ne kadar artık cesaretim kalmamış  olsa da bazı şeyleri toparlamaya, onsuzda olamayacağımı adım gibi biliyorum. Madem onsuz olmuyor o zaman bir olurunu bulayım diyorum. Yok, o da olmuyor. Ne böyle senle ne de sensiz.. diyordu bir şarkıda. Ne onunla bir bütüne yarım olabiliyoruz ne de ayrıyken yarım kalmışlık duygumuzu bastırabiliyoruz içimizde. Bizimki de o misal...

Bazen kendi ellerimle gömesim geliyor onu kalbimin en derinlerine. Olmazlarımızı örterim, hataları atarım toprak niyetine diyorum üzerine. Sonra kıyamıyorum. Alıyorum başını göğsüme yaslıyorum hayalimde. İnsan nasıl kıyar ki sevdiğini yaşarken öldürmeye? Yapamıyorum. Ne yokluğuna dayanabiliyorum ne de varlığına katlanabiliyorum. Ben her gün biraz daha eriyorum sevgimle beraber kendi içimde.

Hayallerim, sevgim, canımın sızısı, eksikliğim.. Yine kocaman bir acı çemberi sardılar etrafıma. Kime, neye inanacağımı bilemez bir haldeyim. Güvenim kırık, içim buruk, canım çok yanıyor. Annemin kollarına ihtiyacım var gözyaşlarımı silmem için. Ve beni sımsıkı tutup kaldıracak sağlam bir çift ele. Sevdiğim adamın ellerini yeniden güvenle tutmak, avuçlarında kaybolmak istiyorum yeniden.

Sahi, aşk mümkün müdür hala?

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder